226 Yıl Sonra Fikirleri Ve Eserleriyle Şeyh Galip’in Derin Dünyasını Anlattılar

Büyükşehir Ocak Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında Osmanlı Divan Edebiyatı Şairi Şeyh Galip vefatının 226. yıl dönümünde OSM’de düzenlenen “Hoşça Bak Zatın” isimli panelde şiirleri, hayatı, eserleri ve fikirleriyle anıldı. Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Osmanlı Divan Edebiyatının önemli isimlerinden Şeyh Galip’in vefatının 226. yılında anlamlı bir vefa programına daha imza attı. Hayatı ve eserleri konuşuldu Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın Ocak Kültür Sanat Takvimi kapsamında Ofis Sanat Merkezi’nde (OSM) “Hoşca Bak Zatına” başlıklı bir panel düzenlendi. Şeyh Galip’in hayatı, eserleri, fikirleri değerli üniversitelerde görevli önemli isimler tarafından konuşuldu. Değerli isimler Programa Şair Ercan Yılmaz, Prof. Dr. Ömür Ceylan, Prof. Dr. Türkan Alvan, Öğr. Gör. Dr. Veli Kılıçarslan, Prof. Dr. Yılmaz Daşcıoğlu ve Öğr. Gör. Dr. Serhat Demirel konuşmacı olarak katıldı. “Türk edebiyatının zirvesi” Şeyh Galip şiirlerinin klasik ve modern bir ruh taşıdığına değinen Şair Ercan Yılmaz, “Onun şiiri hem klasik hem modern bir ruh taşır ve bu yönüyle yalnızca divan şiirinin değil, Türk edebiyatının da bir zirvesidir. Bu nedenle, Galip’in büyüklüğü, tasavvufu edebi bir ifade biçimine dönüştürme gücünde ve hem zamansız hem de evrensel bir şair olmasında yatar” dedi. “Eşsiz bir özgünlük sahibi” Öğr. Gör. Serhat Demirel ise şairin eşsiz bir özgünlük yeteneğine sahip olduğunu belirterek, “Onun eserlerini okuduğunuzda, ilk başta çok karmaşık ve tuhaf gelen imgeler, zamanla eşsiz bir özgünlük olarak karşınıza çıkar. Şeyh Galip’in tasvir gücü ve benzetmelerindeki yenilik, onu yalnızca bir klasiğimiz değil, aynı zamanda modernliğimiz yapar. Bugün hâlâ Şeyh Galip’in şiirlerinde yeni bir anlam, yeni bir ışık keşfetmek mümkündür” ifadelerini kullandı. “İnsan ruhuna rehber” Şeyh Galip’in eserleriyle insan ufkunu genişleten bir rehber olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ömür Ceylan, “Şeyh Galip, eserleri ve düşünceleriyle, yalnızca edebiyatın değil, insan ruhunun da ufkunu genişleten bir rehberdir. Onu anlamak hem kendimizi hem de dünyayı anlamaya bir adım daha yaklaşmaktır” diye konuştu. “Bugüne ışık tutan bir miras bıraktı” Prof. Dr. Türkan Alvan, “Şeyh Galip, yalnızca edebiyatın değil, Mevlevi geleneğinin de zirve isimlerinden biridir. Galata Mevlevihane’sinde 9 yıl şeyhlik yapmış, Sema’yı ilahi aşkın bir ifadesi olarak yüceltmiştir. Onun liderliğinde Sema, ruhsal bir derinlik kazanmış, Mevlevi geleneğinin estetik ve manevi boyutuna eşsiz bir katkı sunmuştur. Şeyh Galip’in hem şiiri hem de tasavvufi rehberliği, bugüne ışık tutan bir mirastır” dedi. “Uyumun simgesidir” Eserlerinde derin bir uyumun yer aldığına değinen Öğr. Gör. Dr. Veli Kılıçarslan, “Şeyh Galip, zıtlıkları uyumla birleştiren eşsiz bir şairdir. Hüsnü Aşk’ın gururunu taşırken Mevleviliğin tevazusunu benimsemiş, çileye girişiyle bu dengeyi sağlamıştır. Hem karakteri hem de eserleriyle derin bir uyumun simgesidir” şeklinde konuştu. “Divan edebiyatında özel bir yere sahip” Prof. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu ise, Şeyh Galip’in özel bir yere sahip olduğunu gösteren detaylardan bahsederken, “Şeyh Galip, Divan edebiyatının son büyük temsilcilerinden biri olarak, geleneksel şiir anlayışını derin bir tasavvufi perspektifle yeniden yorumlamıştır. Şairin dili ustalıkla kullanışı ve metaforlarla zenginleştirilmiş anlatımı, onun Divan edebiyatında neden özel bir yere sahip olduğunu açıkça gösterir” dedi. Program sonunda soru-cevap oturumu yapıldı ve günün anısına fotoğraflar çekildi.