Kadına ve Çocuğa Şiddetin Affı Olmaz!
TBMM Genel Kurulu’nda konuşan KEFEK Başkanı Çiğdem Erdoğan, “Gerekli düzenlemeler hayata geçirilecek. Kadına ve çocuğa şiddetin hangi koşullar altında yaşanırsa yaşansın meşru olmadığı algısı, affı olmadığı algısı, şiddetin sonunun hapis olduğu algısı zihinlerde yer edecek.” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan, meclis genel kurulunda Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleye İlişkin Meclis Araştırma Komisyonu Kurulması ile ilgili partisi adına bir konuşma gerçekleştirdi.
Kamuoyu son zamanlarda gerçekleşen kadın cinayetlerini konuşurken TBMM çatısı altında grubu bulunan AK Parti, CHP, MHP, DEM Parti, İYİ Parti ve Saadet Partisi bu konuyla ilgili somut bir adım atarak kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin meclis araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin ortak bir önerge verdi. Önergeye ilişkin konuşan TBMM KEFEK Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan, AK Parti iktidarının kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin çıkardığı kanunlar ve yaptığı çalışmalar ile ilgili detaylı bilgiler verdi.
AK Parti Olarak Tüm İmkanlarımızla Seferber Olduk
Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans ilkesiyle çalıştıklarını ifade eden TBMM KEFEK Başkanı Çiğdem Erdoğan, “Ülkemizde, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde tüm kurum ve kuruluşlarımızca, sıfır tolerans ilkesiyle kadına karşı şiddetle mücadele edilmektedir. Bu mücadelede AK Parti iktidarları olarak siyaseten bütün imkânlarımızı seferber ettik. Şiddetin önlenmesine ilişkin çıkardığımız kanunlar ve attığımız somut adımlarla mücadelenin çıtasını yükselttik. Ancak kadına yönelik şiddetle mücadelenin tek başına yasal düzenlemelerle mümkün olmadığının da farkındayız.” dedi.
Mücadelenin Çıtasını Hep Daha İleriye Taşıyacağız
Şiddetle mücadelenin artarak devam etmesi gerektiğini savunan Erdoğan, “Kadına karşı şiddetle mücadelede değişen şartların, farklılaşan ihtiyaçların dikkate alınması mücadelenin devamlılığı açısından elzemdir. Karşımızdaki sorun kendisini sürekli yenileyen farklı yüzleriyle karşımıza çıkan dinamik bir sorundur. Bu durum hem çözümlerin hem de çözümde yer alan aktörlerin de dinamik olmasını gerektirmektedir. Bu noktada tek bir şiddet mağduru kalmayana dek bu mücadelenin çıtasını hep daha ileriye taşımaya kararlıyız.” şeklinde konuştu.
Şiddete Affın Olmayacağı Zihinlerde Yer Edecek
Başta şiddet olmak üzere cinsel taciz ve cinsel istismar suçları ile ilgili gerekli düzenlemeleri hayata geçireceklerini belirten Erdoğan, “Kadınların huzur ortamlarının devamı için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi kadına şiddet faillerinin etkin şekilde cezalandırılmaları için yargılamalardan infaz ve ıslah sistemine kadar bütün boşluklar giderilecek. Suçu ve şiddeti alışkanlık haline getiren çocuğa yönelik şiddet, cinsel taciz ve cinsel istismar suçundan
yargılananların ilk duruşmada tahliye olmaması için gerekli düzenlemeler hayata geçirilecek. Kadına ve çocuğa şiddet de cezasızlık algısının önüne geçilecek. Kadına ve çocuğa şiddetin hangi koşullar altında yaşanırsa yaşansın meşru olmadığı algısı, affı olmadığı algısı, şiddetin sonunun hapis olduğu algısı zihinlerde yer edecek.” ifadelerini kullandı.
Medyanın Rolünü Çok Önemsiyoruz
Medyanın da kadına yönelik şiddetle mücadelede üzerine büyük bir sorumluluk düştüğünü vurgulayan Komisyon Başkanı Çiğdem Erdoğan, “Kadına şiddet hapiste biter algısının zihinlerde iyice oturması noktasında medyanın bu konudaki desteğini de önemsiyoruz. Medyanın, kitleleri değiştirici ve dönüştürücü gücü nedeniyle kadına yönelik şiddetle mücadeledeki rolü son derece kritiktir. Medyada kullanılan dil, şiddeti normalleştirmemeli, bir nebze dahi olsa meşrulaştırmamalıdır. Aynı şekilde filmlerde ve dizilerde, töre cinayetleri, kadınlara yönelik şiddet gibi eylemleri gerçekleştiren karakterler, evcilleştirilmemelidir. Karakterlerin geçmişlerinde yaşadıkları travmalar şiddetin bahanesi olarak gösterilmemelidir. Unutulmamalıdır ki; televizyonlarda yansıtılanlar, medyadaki yayınlar çerçevesinde gerçeklik algımız oluşuyor. Şiddet televizyonlarda daha Fazla temsil edildikçe, şiddete karşı olan duyarlılığımızı kaybediyoruz. Bu anlamda adım atarak Etik İlkeleri karara bağlayıp önemli bir adım atan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.
Kadınların Güvenliği Toplumun Güvenliğidir
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Çiğdem Erdoğan, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi; Her bir kadın cinayeti, toplumun tamamını sorumlu kılar. Bu sorumluluğun bilinciyle hareket etmek, sesimizi yükseltmek ve bu cinayetlerin önüne geçmek için mücadele etmek zorundayız. Kadınların güvenliği, toplumun güvenliğidir. İnsanlığın güvenliğidir. Şiddetin çoğu zaman bir neden değil, sonuç olduğunun farkındayız. Şiddeti doğuran sebepleri tüm boyutlarıyla ortadan kaldırana kadar çok yönlü ve bütüncül bir yaklaşımla mücadelemizi sürdüreceğiz. Zira bu mücadelenin çıtasını sürekli yükseltmeye, bu alanda bütün boşlukları ve gedikleri doldurmaya mecburuz.